Mikhail M. Bakhtin: Yeni Hegelci Estetik



Mikhail Bakhtin’in geliştiridiği estetik biraz farklıdır. Daha dorusu Bakhtin’in estetiği Lukacs ve Goldmann’ın anladığı anlamda Marksist bir estetik değildir. Gerçi Bakhtin’in kullandığı terimler ve geliştiridiği edebiyat teorisi Hegelci gelenekle yakından ilişkilidir. Fakat Bakhtin Hegelci geleneğin öncüllerine meydan okuyarak bir nevi Hegelci düşünceyi tersine çevirmiştir. Bakhtin edebî metinlerde belirsizlik, uyuşmazlık, çirkinlik ve groteskin rolü üzerinde yoğunlaşan bir teori geliştirmiştir.

Daha önceki derslerimizde Bakhtin’in Hegelci klasizm geleneğine yakınlık gösterdiğini belirtmiştik. Ayrıca Rus nazariyatçının Friedrich Theodor Vischer’in geliştirdiği Yeni Hegelci anlayışın teorik görüşlerini yirminci yüzyılda yeniden ele aldığını vurgulamıştık. Grotesk estetik ve komiği vurgulayan Rus eleştirmenin Hegelci söyleme meydan okudu. Hatta Bakhtin, Marksistlerin uyum, ciddiyet ve monolojik yapı anlayışlarını yıkmış oldu. Hegelci klasik düşünüş biçimine alternatif düşünüş biçimleri geliştirdi. Bakhtin’in görüşlerinin biçimlenmesinde Vischer’in teorilerinin önemli bir yeri vardır. Çünkü Bakhtin modernizmin belirsizliğini açığa çıkaran estetik sistemde grotesk ve komiği birleştirmeye çalışmıştır. Halbuki Hegel grotesk yapıdaki komiğin rolünü tamamen göz ardı etmiş bir estetikçidir. Bu bağlamda Th. Vischer Hegel’den ayrılmaktadır.
Bakhtin’in teorilerinde gülme, popüler kültür, karnaval ve karnavalizasyon kavramları çok önemlidir. Daha önce belirtiğimiz gibi Hegel’in aristokratik ton, monolog, tek yanlılık gibi kavramaları vardı. Bu kavramlar Hegelci sistemin baskıcı yönünü açığa çıkaran kavramlardı. Yeni Hegelciler Hegel’in baskıcı ve tek yanlılığı esas alan kavramlarına alternatifler geliştirmişlerdi. Örneğin Vischer gülünçlüğün dünyası, Feuerbach materyalizm, Ruge partizan siyaset gibi kavramları geliştirmişti. Bakhtin bunlar içerisinde Vischer grotesk teorisini benimsedi.
Grotesk dünyayı yabancılaştıran ve onu eğlenceli hayali bir alana götüren, içinde esrarengiz, tekin olmayan güçlerin egemenliğinin yansıdığı, aslında bir araya gelmez gibi görünen şeylerin, mesela trajikle komiğin, adilikle yüceliğin bir oyun havasında birleştirilmesi.
Grotesk, varlıkların absürt (sıra dışı) özelliklerle yeniden tasviri ile dünyaya ait olmayan bir olgu haline getirilme sanatıdır. Grotesk sanatının bir başka uygulaması, dünyaya ait olan canlıların her bir özelliğinin harmanlanması şeklindedir.
Karikatürler, grotesk çizimlere sahiptirler ve bu konuda örnek eserlerdir.
Bakhtin için Friedrich Nietzsche önemlidir. O Nietzsche’den bazı kavramları aldı. Nitekim Rainer Grubel gibi bazı teorisyenlere göre, Nietzsche ile Bakhtin’in düşüncleri arasında epeyce benzerlik vardır. Örneğin Nietzsche’nin eternal return mitiyle Bakhtin’in karnaval dünyasında reenkarnasyon/idea of reincarnation in the world of carnival fikri birbirine benzeyen fikirlerdir. Bakhtin’e göre grotesk estetikte gerekli olan reenkarnasyon anı Nietzsche’nin daimi dönüş mitinin bir kalıntısıdır. Bakhtin’in grotesk nosyonunda bir belirsizlik vardır. Bir estetik kategori olarak kabul edilen grotesk, Bakhtin’in eserlerinde hiçbir zaman güzelliğin karşılığı olarak görülmemiştir. Fakat grotesk belirsiz bir güzellik-çirkinlik içinde güzel ile çirkinlik arasındaki zıtlığın ihlâl edilmesidir.
                Grotesk estetik hakkındaki bu dikkatler Bakhtin’i başta Nietzsche olmak üzere Yeni Hegelci Vischer, Feuerbach ve Max Stirner ile müşterek noktalara götürmektedir. Bakhtin, adı geçen düşünürler gibi zıtlıkların diyalektik birliğinden yola çıkar. Hegelci sistemin kabul ettiği özne-nesne ayniyeti/subject-object-identity fikri ile Hegelin monologcu görüşüne, ve klasizmin dayanağı olarak kabul edilen Hegelci Hakikat kavramına Yeni Hegelciler ve Nietzsche inanmazlar. Dolayısıyla söz konusu kavramlar Bakhtin’in düşüncelerinde de reddedilmiştir.
Görüldüğü gibi Bakhtin Yeni Hegelcilere ve Nietzsche’nin görüşlerine yaklaşmıştır. Yani onlara yönelim söz konusudur. Rus nazariyatçının bu eğilimi, onun Dionysian bir akıldışılığı destetiklemesine zemin hazrılamıştır. Burada akıldışılık (non-rational) kavramının Hegel tarafında bastırıldığını ve hatta reddedildiğini belirtmek gerekir. Burada akıldığılığı, bilinç ile bilinçsizlik, rüya ile uyanıklık arasındaki erimeden ileri gelen özgür ve eleştirel bir ilke olarak görüldüğünü belirtmek gerekir. Nitekim Bakhtin Rebelais’in zaman ve uzay kavramlarını akıl dışılık ilkesi doğrultusunda anlama eğilimindedir.
Bakhtin’in benimsediği yeni Hegelcilik sadece Vischer’in veya Nietzsche’nin Bakhtin üzerindeki etkisinin sorgulanmasıyla sınırlı değildir. Daha doğrusu Bakhtin’in teorileri ile Vischer’in teorileri arasında basit bir benzerlik yoktur. Yine Bakhtin’in teorileri ile Dostıyevski’nin görüşleri arasında güçlü bir eğilimden söz etmek mümkündür. Bakhtin Dotoyevski’yi estetik çok sesliliğin temsilcisi, daha doğrusu çok sesli romanın kâşifi olarak selamlamıştır. Dostoyevski, her şeyden önce hepsi 19. Yüzyılın ilk yarısında doğan Yeni Hegelcilerin birer çağdaşıdır. İkinci olarak Dostayevski Ludvig Feuerbach ve Max Stirner gibi Yeni Hegelcilerin eserlerini de okumuştur. Bakhtin Dostoyevski’nin eserlerindeki Max Stirner etkisinin özellikle altını çizer. Nitekim Dostoyevski’nin romanındaki prototip olan Raskolnikov’un fikirleri Max Stirner’in fikirlerinden başka bir şey değildir. Max Stirner Rsakolnikov karakterinde ortaya çıkan fikirlerini Der Einzige und sein Eigentum adlı tezinde ortaya koymuştur. Buna ilâveten Stirner yine Raskolnikov’un düşüncelerini Historie de Jules Cesar (1865) adlı çalışmasında epeyce genişletmiştir.
Bakhtin Dostoyevski’nin romanlarına hayranlıkla bakmıştır. Dostoyevski’nin romanlarında Bakhtin’in dikkatini çeken başlıca hususlar karnavalizasyon, belirsizlik ve çok seslilik ölçütleridir. Romnadaki karnavalizasyon, çok seslilik ve belirsizlik gibi özellikler esasında Hegelci sisteme bir meydan okuma olarak düşünülmelidir. Karnavalizasyon, çok seslilik ve belirsizlik kavramları Hegelci sistemin klasisizm, sistematik sentez ve monolog niteliklerine karşı geliştirilmiş terimlerdir. Bakhtin’e göre Dostoyevski’nin metinleri tek sesli metinler değildir. Anlatıcı, yani yazar bağımsızlıklarını savunma yeteneği olan e-veya özerk olan diğer seslere hükmetmemiş, diğer sesleri domine etmemiş yani onları hakimiyeti altına almamıştır. Bu bağlamda polifonik roman demokratik ve devrimci bir tür olarak düşünülmüştür. Polifonik roman aynı zamanda bir bütün olarak edebiyatın gelişimine katkı sağlayan devrimci ve demokratik bir türdür. Roman, edebiyatın gelişim sürecinde yol açıcı ve öncü bir kahraman olarak düşünülmelidir. Roman pek çok açıdan bir bütün olarak edebiyatın gelecek gelişiminin sınırlarını çizen bir türdür.

                Bakhtin’in yukarıda sözünü ettiği ifadeler her roman için geçerli değildir. Sadece belirli romanlar için geçerlidir. Yine yukarıdaki ölçütler her romana uygulanamazlar. Bakhtin burada eleştirel ve çok sesli metinler üzerine yoğunlaşmıştır. 

Yorumlar

  1. The Casino, Hotel & RV Park in Columbus, Ohio - Jackson
    The Casino, Hotel & RV Park in Columbus, 군산 출장샵 Ohio, offers everything 남원 출장마사지 you'll need to 안동 출장마사지 relax 통영 출장마사지 and recharge, plus a wide variety of entertainment venues 태백 출장안마 to

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hekim, Siyaset Adamı ve Araştırmacı: Dr. Rıza Nur

Maupassant’ın İki Dost Başlıklı Hikâyesi ile Ömer Seyfettin’in Beyaz Lâle Başlıklı Hikâyelerinin Yapısal Bir Mukayesesi/A Structural Comparison About Omer Seyfettin’s Short Story Beyaz Lale and Maupassant’s Short Story Deux Amis

ALİ ŞUURİ (Koca Müftü)