EDMOUND HUSSERL ve FENOMENOLOJİ
Fenomenoloji felsefe
ve psikolojide kullanılan bir terimdir. Bir şeyin görülen veya gösterilen
değişik formlarının incelenmesi anlamına gelir. Hegel, bu kelimeyi Phenomenology
of Spirit (1807) adlı eserinde “bilinç
oluşurken akıl ve ruhun geliştirdiği farz edilen şekillerin incelenmesi”
anlamına gelecek şekilde kullanmıştır. Fenomenolojiyi en yaygın bir şekilde
kullanan ve Fenomenoloji akımını geliştiren filozof, Gottingen Üniversitesi profesörlerinden Edmound Husserl’dir. Husserl,
fenomenolojiyi nesnelerin zihinde görülen şekillerini incelemede, empirik
psikolojinin kuruluşunu hazırlayan apriori bir psikolojik disiplin anlamında
kullandı. Husserl, insan bilincini incelemeye yani somut yaşam dünyasını
yaşandığı şekliyle tarif etmeye çalıştı. O bilincin kendi içinde bir bütünlük
taşıyan bir yönelme hareketi olduğunu iddia etti. Bu yönelmenin kastî olarak
istenilen anlamına gelmediğini, bunun yerine bu kelimenin her zaman bir nesneye
yönelme hareketi olduğunu iddia etti. Husserl’e
göre bilinçli olmak demek bir şeyin farkında olmak demekti. Husserl’in metodu diğer ilmî
disiplinleri hazırlayacak ve genel feomenolojiyi geliştirecek şekilde, sonradan
gelenler tarafından genişletildi. Burada birkaç deyimi açıklamak gerekir:
Empirizm, nesne ile ilgili akıl yürütme sonucunda elde edilen bilgi demektedir.
Apriori: Bir konuda her hangi bir araştırmaya gitmeksizin bizim kafamızda olan
bilgi. Aposteriori: Nesneyi deneyip inceledikten sonra elde edilen bilgi
demektir.
Kant’la birlikte eski manasını kaybeden
felsefe bir dünya bilgisi olmaktan çıktı. Metodunun tek yanlılığı ve daldığı
spekülasyon yüzünden yıkılan Hegel
felsefesi, bu alanda yapılan en son denemeydi. Artık Aristoteles’in kullandığı manada, önceden tasarlanmış spekülatif
bir metoda dayanmadan, dünya hakkında felsefî bir bilgiyi elde etmeye çalışan
bir felsefenin doğması lâzımdı. İşte felsefeyi böyle bir manaya kavuşturan Edmound Husserl fenomenolojisi oldu.
20.
yüzyılın en önemli filozoflarından biri olan Edmound Husserl, 8 Nisan 1859’da Moravya’da (Avusturya-Macaristan)
Prosnitz kasabasında dünyaya geldi. Leibzig
Üniversitesinde Astronomi okudu (1876-1878). Berlin Üniversitesinde matematik üzerine uzmanlaştı (1878-81).
1882’de Viyana Üniversitesinde Değişken Hesabı Kuramına Katkılar konulu
doktora çalışmasını tamamladı. Bu çalışma onun matematikte ilk önemli eseridir.
Bu çalışmadan sonra Matematik üzerine araştırmalarını kesti. 1884-1886
yıllarında Viyana’da Farnz Brentano’nun öğrencisi oldu ve kendini tamamen
felsefeye verdi. Psikoloji ve felsefe onun asıl ilgi alanını oluşturdu. 1887’de
Sayı Kavramı üzerine Psikolojik Analizler
adlı çalışmasıyla doçent oldu. 1901’de Gottingen
Üniversitesinde aldığı teklif üzerine bu üniversiteye geçen Husserl,
1906’da profesör olmuştur.
Mantık Araştırmaları adlı kitabını
1901’de yayımladı. Bu kitapla Husserl
fenomenolojiyi de başlatmış oldu. O 1907’de yayımlanan Fenomenoloji İdesi Üzerine Dersler’de 1911’de Logos dergisinde çıkan Kesin
Bilim Olarak Felsefe’de ve “yeni ve
temel bir bilimin temeli” olarak nitelediği Salt Bir Fenomenoloji ve Fenomenolojik
Felsefenin İdeleri’nin birinci kitabında (1913) felsefî düşüncesinin adım
adım geliştirdi. Fenomenolojik yöntemin temel unsurlarından birisi olan
fenomenolojik indirgeme (reduction) yöntemini tamamladı. Böylece bilincinin
yapılaştırıcı etkinlik alanına girilmesi, dünyanın bilinen anlamında
varlığından vazgeçilerek fenomenlerin saltlığıyla yakalanması başlıca bir
mantık ve yöntem işi haline getirilmiş oldu.
1916’ya
kadar Gottingen’de çalışan Husserl, aynı yıl Freiburg Üniversitesinde çalışmaya başlar. 1927’de Encyclopedia Britannica’nın fenomenoloji
maddesini yazar. 28’de Zamanın Bilincinin
Fenomenolojisi Üzerine Dersler, 29’da Formal
ve Tranzendantal Mantık, 31’de Decart’çı
Mantık, 36’da Avrupa Bilimlerinin
Krizi ve Tranzendantal Felsefe adlı eserlerini yazmıştır.
Husserl, 27 Nisan 1938’de Freiburg’da öldüğü zaman, kürsüsü, onun
1919-23 tarihleri arasında asistanlığını yapmış olan Martin Hidegger’e verilir. Husserl’in
yaşadığı sırada eserlerinin çok azı yayımlanabilmiştir. Yayımlanmamış
yazılarını, ölümünden sonra, Belçikalı bir papaz olan Herman Leo Van Breda,
Nazilerin elinden maceralı bir şekilde yok olmaktan kurtarıp, 1939’da Belçika’ya kaçırmıştır. Belçika’nın Louvain Üniversitesinde Husserl
Arşivi kurulmuştur. Onun 45. 000 sayfa tutan el yazmaları 1950’den itibaren
Husserliana başlığı altında
yayımlanmaya başlanır. Bu yazıların yayımlanması günümüzde de sürmektedir. Edith Stein, Roman İngarden, Alexandre
Koyré ve Max Scheler Husserl’in
çevresinde yetişen ilk fenomenologlardır. Ayrıca Almanya’da Martin Heidegger, Fransa’da Maurice Merlau-Ponty, Hans George Gadamer gibi bir çok felsefeci
ve eleştirmen incelemelerinde doğrudan veya dolaylı olarak fenemonolojik
öğretilerden faydalanmıştır.
Bibliyografya:
1- Encylopedia
Britannica, Phenomenology, v. 17.
2- Husserl, Edmound, Avrupa İnsanlığının Krizi ve Felsefe
(çev. Ayça Sabuncuoğlu-Önay Sözer), İstanbul:1994.
3- Husserl, Edmound, Fenomenoloji Üzerine Beş Ders (çev.
Harun Tepe), Ankara:1997.
4- Mengüşoğlu, Takiyeddin, Fenomenoloji ve Nicolai Hartman,
İstanbul:1976.
5- Tunalı, İsmail, Sanat Ontolojisi, İstanbul:1984.
TRT İzmir Radyosunda 4 Mayıs 2002'de yapılan konuşmanın metnidir.
Yorumlar
Yorum Gönder