İzotopi


Bir anlatının muntazam ve aynı şekilde okunmasına imkân veren oldukça ağdalı semantik kategoriler takımına izotopi denir (A. J. Greimas; Greimas ve Courtes 1970: 188). İzotopi varlığı herhangi bir metinde hiyerarşik olarak sürekli bulanabilen anlambirimcikler kümesinin varlığına bağlıdır.
İzotopiyi,belirli bir metindeki tutarlılık ilkesi ve bazen de metindeki unsurların aktüel takımı olarak algılayabiliriz. Bu bakımdan izotopi fenomeninin metinde geçen belirli bir mesajın anlam bütünlüğü olarak anlaşılacağını ve böylece metindeki müphem unsurlarla yüzleşen bir okurun bu belirsiz unsurları tek yanlı bir bakış açısına uyarlayarak çözmeye çalışacağını belirtmekte yarar vardır. İzotopileri aramaya yönelik bu tür bir araştırmalar, özellikle latifeli ve nükteli metinler dikkate alındığında dikkate değer bazı sonuçlar verir. Nitekim latife ve nükteye dayalı metinlerde zihinsel zevk iki değişik izotopiye dayanır (Greimas 1966:71).
İzotopiye dair yapılan bu tanım, açıkça ifade etmek gerekirse, semantik unsurları dikkate alır: Yani ifade düzeyine zıt/oppoze olarak muhteva düzeyine yönelik bir uygulamadır ve rahatlıkla anlam ve tutarlılık kavrayışlarıyla/(ezhânla: insanda akıl fikir,zeka, hafıza,anlayış, kavrayış kudretleri)(notions) ilişkilendirilir. İzotopiyi dilbilimsel birimlerin tekrarlanmasından (iteration) ileri gelen geniş bir fenomen olarak gören François Rastier’in önerdiği başka bir tanımdan daha söz etmek mümkündür. Rastier’in tanımı pek çok izotopi tiplerini içerir. Bu izotopi tiplerini fonetik, vezinsel (Prosodic), üslûpsal (stylistic), retorik, telaffuz (enunciative) ve sentaktik (syntactics) izotopiler olmak üzere çeşitli gruplar altında değerlendirmek mümkündür. Bazı bilim adamları izotopi kelimesinde ortaya çıkacak karışımları önlemek için, bu kelimeye semantik sıfatını ekleme ihtiyacını hissettiler.
Greimas ve Courtés izotopi kavramını teoretik açıdan muhteva düzeyiyle ifade düzeyinin şimdiye kadar ki geliştirilmiş ve sınırlandırılmış sıralamasını değiştirecek şekilde tanımladılar(199). Fakat uygulamada onlar muhteva düzeyi üzerine yoğunlaştı. Greimas ve Courtés gramatik izotopi (sayı ve tür gibi kategorilerin tekrarlanamsı) ile semantik izotopi arasındaki açık bir ayrımdan yola çıktılar. İşte bu iki düzeyin kavşağı aktorial izotopi anlamında kullanıldı. Onların diğer bir ayrımı da figüratif izotopi (söylemin yüzeysel düzeyinde kurulu izotopiler) ile tamatik izotopi (söylemin derin düzeyiyle ilintilenen ve çok sayıda söylemde rahatlıkla görülebilen izotopi) arasında yapıldı. Bu ayrım Courtés (1981) tarafından geliştirildi ve anlatı analizlerinde oldukça faydalı bir ayrım olarak kaldı.
İzotopi kavramının anlamı kesinlikle durağan bir süreç olarak kalmamıştır. Greimas ve Courtés’in ortaklaşa hazırladıkları Semiyotik Sözlüğü başlıklı eserin basılmasından bu tarafa izotopinin paradikmatik fenomenle mi yoksa sentagmatik fenomenle mi ilişkili olduğu konusunda izotopi üzerine tartışmalar sürüp gitmiştir. Örneğin Pierre Lerat izotopinin paradigmatik olduğunu söylerken, François Rastier Lerat’ın tam zıttı bir düşünceye sahiptir. Her iki araştırmacı da izotipiyi anlambirimcik kümelerinin (classeme) ve anlambirimcikler (seme)kategorilerinin tekrarlanması olarak değil, bilhassa herhangi bir özel anlambirimciğin spesific seme) tekrarlanması olarak tanımlama konusunda fikir birliğine varmışlardır.

Adriaens’in anlatısal gramer ile ilişkili olarak yazdığı bir makalede, odukça zengin bir kavram olan zotopiye dair daha fazla bilgi bulunabilir. Doğasında varolan bütün kaypaklıklara ve bizi oldukça zorlayan terminolojik karışıklığına rağmen, izotopi kavramı semiyotikte oldukça faydalı bir kavramdır. İzotopinin bu yararlı tarafı dramatik eserlere yönelik yapılan analizlerde aksiyon izotopisi ve temsil izotopisi arasındaki ayrımların yapılması esnasında epeyce anlamlı sonuçlar vermiştir. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hekim, Siyaset Adamı ve Araştırmacı: Dr. Rıza Nur

Maupassant’ın İki Dost Başlıklı Hikâyesi ile Ömer Seyfettin’in Beyaz Lâle Başlıklı Hikâyelerinin Yapısal Bir Mukayesesi/A Structural Comparison About Omer Seyfettin’s Short Story Beyaz Lale and Maupassant’s Short Story Deux Amis

ALİ ŞUURİ (Koca Müftü)