BİRİNCİ TÜRK DİLİ KURULTAYININ İZMİR’E YANSIMALARI
Doç. Dr. Mustafa ÖZSARI
Balıkesir Üniversitesi
Türk Dili
Tetkik Cemiyeti Atatürk’ün direktifleriyle 12 Temmuz 1932’de kuruldu. Bu
cemiyet daha sonra Türk Dil Kurumu adını aldı. Faaliyetlerini günümüzde de
sürdüren bu kurum ilk bilimsel toplantısı olan Birinci Türk Dili Kurultayını,
kuruluşundan yaklaşık iki buçuk ay sonra, 26 Eylül 1932’de gerçekleştirdi.
Kurultay, 26 Eylül 1932’den 6 Ekim 1932’ye kadar 11 gün sürdü. Söz konusu
kurultay bünyesinde yapılan çalışmalar ve kurultay’da alınan kararlar Türkçenin
gelişmesi, sadeleşmesi ve modern bir dil haline gelmesi açısından önemlidir.
Hatta kurultay süresince yapılan çalışmaların yanı sıra, kurultaydan önce ve
kurultayı takip eden günlerde Türk diline yönelik yazılı basında yoğun
tartışmalar yapılmıştır. Buna ilave olarak bu kurultay ile birlikte dil
meselesi sadece entelektüel kesimin ve devletin bir meselesi olmaktan çıkmış,
halkın tamamını ilgilendiren bir mesele haline gelmiştir. Böylece dil
devriminde herkesin katkı sağlayacağı yeni düzenlemelere gidilmiştir.
Birinci Türk
Dili Kurultayında yapılan çalışmaları ve bu çalışmaların akademik boyutunu
genel hatlarıyla Prof. Dr. Hamza Zülfikar Birinci
Türk Dil Kurultayı (26 Eylül 6 Ekim 1932)
başlıklı bildirisinde ele almış ve değerlendirmişti[1]. Buna
ilave olarak, konumuzun sınırları dışında olmakla beraber, 18-23 Ağustos 1934’te
düzenlenen ve Türk Dili Tarihi açısından önemli kararların uygulamaya konulduğu
bir kurultay olarak tarihe geçen II. Türk Dili Kurultayının etkileri ise Prof.
Dr. Saim Sakaoğlu’nun İkinci Türk Dil
Kurultayı başlıklı makalesine konu olmuştur[2]. Bu
bildiride Birinci Türk Dil Kurultayı’nın İzmir’de nasıl algılandığı, İzmirli
bilim, kültür ve sanat çevrelerinin bu kurultaya nasıl baktığı, daha da
önemlisi İzmirlilerin bu kurultayı nasıl gördüğü ve kurultay ile ilgilenip
ilgilenmediği meselesi ele alınacaktır.
Konuşmamızda önce
12 Temmuz 1932’den 26 Eylül 1932 tarihine kadar geçen sürede İzmir basınında
çıkan ve kurultayın hazırlık çalışmaları mahiyetinde değerlendirilebilecek olan
yansımalar ele alınacak, ardından Kurultay esnasında İzmir’deki çalışmalar
değerlendirilecektir. Bu değerlendirmeler yapılırken, Ömer Faruk Huyugüzel’in
ifadesiyle belirtmek gerekirse, milli
mücadelede büyük hizmetleri görülmüş, İzmir basın hayatında çok önemli roller
oynamış gazetecilerden ve gazete sahiplerinden birisi[3] olan Haydar Rüştü
Öktem’in (d. 1885-öl. 11 Ağustos 1951) sahibi olduğu Anadolu gazetesi ağırlıklı olarak takip edilmiştir. Buna ilave
olarak 15 Haziran 1931’de çıkmaya başlayan ve İzmir’in en uzun süre yayımlanan
gazetelerinden birisi olan, muhalif denilmese bile en azından tarafsız bir
süreli yayın gibi görünen Mehmet Sırrı Bey’in (d. 1884-22 Şubat 1952) çıkardığı
Halkın Sesi gazetesi takip edilmiştir[4].
Yukarıda
belirtildiği gibi 12 Temmuz 1932’de kurulan Türk Dili Tetkik Cemiyeti,
kuruluşundan hemen sonra Türk Dili Kurultayı’nın toplanması için çalışmalarına
başlamıştır. Bu çalışmaları kurumun ilk sekreteri, o günkü adıyla katibiumumisi
Ruşen Eşref (Ünaydın) ile cemiyetin Reisi Samih Rıfat Bey sürdürmüştür. Eylül
ayı sonunda yapılması planlanan kurultayın beyannamesi Eylül ayı başında
hazırlanmış ve 4 Eylül 1932’de kamuoyuna ilan edilmiştir. Kurultay’da
konuşulacak konular aynı tarihli Anadolu
gazetesinden öğrendiğimize göre Türk
dilini menşelerine, ilmi, medeni ihtiyaçlara ve müstakbel inkişaflara göre
tetkik ve tespit edecek nitelikteki konulardır[5]. Anadolu gazetesinde çıkan Türk Dili Kurultayı İstanbul’da Toplanıyor
başlıklı bir haber devletin kurultaya ne derece önem verdiğini göstermesi
bakımından dikkati çekmektedir. Söz konusu haberde kurultaya bizzat Gazi
Mustafa Kemal’in iştirak edeceği, her Türkün kongreye davetli olduğu, bilhassa
dil alimlerinin kongreye katılması lüzumu ifade edilmiştir. Ardından Ruşen
Eşref Anadolu gazetesi İstanbul
muhabirine kongrenin büyük bir ehemmiyetle karşılandığını, her gün katılım için
yüzlerce mektubun alındığını ve kongreye iştirak edeceklerin epeyce fazla
olduğunu belirtmiştir[6].
Anadolu gazetesi 5 Eylül 1932 tarihli nüshasının
başyazısını Türk Dili Kurultayına ayırmıştır. Haydar Rüştü Bey’in kaleme
aldığını tahmin ettiğimiz bu yazı Beklediklerimiz[7] başlığını
taşımaktadır. Haydar Rüştü Bey yazısında Türk diline ait esaslı bir teşebbüs
yapılmasının kati bir zaruret halini aldığını belirtmiştir. Yazar Türk Dili
Kurultayından dilimizin iki meselesinin çözümünü beklemektedir: Birincisi
Türkçenin kaidelerini tespit etmek, ikincisi ise imla kargaşasını ortadan
kaldırmaktır. Namık Kemal’in 1 Eylül 1866’da Tasvir-i Efkar gazetesinde yayımladığı Lisan-ı Osmani[8]…. başlıklı
makalesinde de ortaya konulan bu iki mesele görüldüğü gibi aradan 60 yıl
geçmesine rağmen bir çözüme kavuşturulamamıştır.
Yukarıdaki
haberlerden kurultayın Eylül sonunda toplanacağı belirtilmiş ve kurultayın
genel amacı ortaya konulmuştu. Kurultayın tarihi ve kurultayda müzakere
edilecek konuların başlıkları ancak 14 Eylül’de ilan edilmiştir. Söz konusu
tarihte Anadolu gazetesinde çıkan bir
haberin başlığında Türk Dili Kurultayının
26 Eylül’de Toplanacağı[9] belirtilmiştir.
Haberin içeriğinde ise Birinci Türk Dili Kurultayında konuşulacak konuların alt
başlıkları şöyle sıralanmıştır:
1)
Türk dilinin eskiliği ve diğer dillerle münasebetleri
2)
Türkçenin kendi muhit şartları içinde gelişmesi ve
edebi kabiliyeti
3)
Bu kabiliyetin halk dilinde sürmesi yazı dilinde sona
ermesi ve bunun sebepleri
4)
Tanzimat’tan bugüne dek Türk dilindeki değişiklikler
5)
Türk dilinin asri ve medeni ihtiyaçları
6)
Yeni kelimelerin
teşkili için önceden hazırlanmış ve tespit edilmiş esaslar ve kaideler
hazırlamak.
14 Eylülden
itibaren kurultayın tarihi ve çerçevesi belirtildikten sonra, kurultay
müzakerelerinin İzmir’de nasıl takip edileceği konusu gazetelerin üzerinde
durduğu önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda ilk düşünülen
husus Dolmabahçe Sarayındaki müzakerelerin telsiz vasıtasıyla bütün ülkeye aynı
anda dinletilmesidir. Nitekim 15 Eylül günü dönemin Dahiliye Vekili Şükrü Kaya
Bey valilere bir resmi emir göndermiştir. Söz konusu emirde Kurultay müzakere
ve münakaşalarının Telsiz Telgraf Müdüriyeti marifetiyle halkın toplanabileceği
yerlerde telsiz makineleri kurulması böylece ülkede herkesin kurultay
müzakerelerini takibinin sağlanması istenmiştir. Bunun için vatandaşın şahsi
cihazlarının yanı sıra Askeri garnizonlardan, CHP teşkilatından ve Halkevleri
imkanlarından yararlanılması emredilmiştir[10].
Haberin devamında ise Türk Dili Kurultayına aza olmak için başvuranların
isimlerin yayımlanmıştır. 15 Eylül 1932’den sonra Türk Dili kurultayı ile
ilgili haberler daha da sıklaşmış, hatta aynı gün gazetelerde kurultay ile
ilgili üç ya da dört haber çıkmıştır. Nitekim 16 Eylül günü Anadolu gazetesinde
çıkan birinci haberde Dil Kurultayına iştirak için Türkçe’ye vakıf bir Tatarın
İstanbul’a geldiği[11],
ikinci haberde Aydın Mebusu Reşit Galip Bey’in Kurultaydan sonra tetkikatta
bulunmak üzere Taşkent’e gideceği[12],
vilayetlere de kurultay müzakerelerini vatandaşın takibi için kalabalık yerlere
hoparlörler konularak, halkın kurultayı radyo yayınları vasıtasıyla takip
etmesinin sağlanacağı bildirilmektedir[13].
Önemli bir
dilbilimci ve fikir adamı olan ve İzmir’de yaşayan Necip Türkçü de Kurultaya özel
olarak davet edilmiştir. Ruşen Eşref Bey 18 Eylül 1932’de İzmir Valiliğine
gönderdiği telgrafta Validen Türkçü Necip
Bey’in de kurultaya iştirakinin teminini rica etmiştir[14].
Telgraf 19 Eylül günü Necip Bey’e tebliğ edilmiş, İzmir’in bu meşhur dilcisi
teklifi kabul etmiş ve 23 Eylül günü Necip Türkçü’nün kurultaya katılacağını
ilân edilmiştir[15].
Bu arada 19
Eylül 1932’de Maarif Vekaletine atanan Aydın Mebusu Reşit Galip Bey, Anadolu gazetesi muhabirine 20 Eylül
1932’de Türk Dili Kurultayından büyük
işler beklenmektedir. Dilimiz öyle olmalıdır ki burada çıkan bir gazeteyi
Taşkent’te okumalıdır[16].
beyanatını vermiştir. Reşit Galip’in bu beyanatından esasında Türk Dili
Kurultayı ile Dünya Türkleri arasında dil birliğinin sağlanmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır.
25 Eylül 1932
tarihli Anadolu gazetesi hemen bütün
içeriğini Kurultay ile ilgili haberlere ayırmıştır. Buna göre, Gazi Mustafa
Kemal, 24 Eylül cumartesi günü Kurultay Komisyonunun toplantısına katılmış ve
komisyonun başkanlığını yaparak son hazırlıkları gözden geçirmiştir[17]. Bir
diğer haberde Sofya Üniversitesi öğretim üyesi Agopyan Efendi’nin Kurultay için
İstanbul’a geldiği haberi vardır. Agopyan Efendi, Türk dilinin köklerinin
zengin olduğunu ve lisanı söylemeye yeter bulunduğuna dair bir araştırmasıyla
kurultaya katılacağını gazetecilere açıklamıştır[18].Yine
İzmir Valisi Kâzım Paşa kurultaya başarı dileklerini belirten bir telgraf
çekmiş, söz konusu telgraf Anadolu
gazetesinde yayımlanmıştır. Aynı zamanda İzmir halkının kurultayı takibi için
bir bildiri yayımlayan Valilik, bu bildiri de hangi yerlere radyoların
kurulacağını resmen açıklamıştır. Buna göre İzmir’de 1. Bahri Baba Parkı, 2.
Kız Muallim Mektebi, 3. Hükümet Avlusu, 4. Erkek Lisesi, 5. Eşref Paşa Parkı,
6. Kız Lisesi, 7. Halkevi, 8. Gazi Bulvarı, 9. Erkek Muallim Mektebi, 10.
Sanatlar Mektebi’ne radyo tertibatı kurulmuş, imkanı olmayan vatandaşların
kurultay müzakerelerini buralara kurulan radyolar vasıtasıyla takibinin
sağlanması amaçlanmıştır[19]. Böylece
İzmir’de kurultay ile ilgili gerek resmi gerek gayri resmi bütün hazırlıklar
tamamlanmış, şehir kurultayı beklemeye başlanmıştır.
Nitekim
Kurultay 26 Eylül günü toplandı. O günkü İzmir gazeteleri kurultayın açılış
haberini manşetten vermişlerdir. Anadolu
gazetesinden öğrendiğimize göre, Kurultay Gazi hazretlerinin başkanlığında
toplanmıştır. İzmir halkının kurultay müzakerelerini radyolar vasıtasıyla takip
edeceği, kurultaya 400 delegenin katılacağı, İstanbul telsizinin saat 14’ten
biraz evvel yayına geçeceği ve halkın radyoların kurulu bulunduğu alanlarda
toplanması gerektiği vurgulanmıştır[20]. Ardından
Belediye Başkanı Doktor Behçet Salih Bey’in İzmir halkı adına Kurultaya
gönderdiği telgraf ile İzmir’deki ilk ve ortaokul öğrencileri namına Kurultay
sekreterliğine çekilen telgraflar yer almıştır. Burada ilk günkü kurultay
müzakerelerinin yayından kaynaklanan bazı aksaklıklar dolayısıyla, radyolardan
tam olarak takip edilemediğini, bu sebeple müzakerelerin hemen tamamının
gazetelerden neşredildiğini belirtmek gerekir[21].
Fakat yayından kaynaklanan bu sorun üçüncü günden itibaren çözümlenmiş[22] ve 6
Teşrinevvel/Ekim 1932’de kurultay sona erinceye kadar bütün müzakereler
İzmir’de yukarda belirtilen mahallerle radyo vasıtasıyla yayımlanmış ve
ardından gazetelerde neşredilmiştir.
26 Eylül
tarihli Anadolu gazetesinin ilk
sayfasın da ise İzmir Valisi Kâzım Paşa (Dirik)’nın Dil Kurultayı: Büyük Gün başlıklı bir yazısı yayımlanmıştır. Kâzım
Dirik bu yazısında, harf inkılabının artık halk tarafından benimsendiğini,
ilkokullarda öğrencilerin, millet mekteplerinde halkın yeni harfleri
öğrendiğini, böylece irfan ve bilginin yurdun en ücra köşelerine kadar
yayıldığını, devletin en zor resmi yazıları yeni harflerle yazdığını ve bu
yazılarının içeriğinin yeni harfleri bilen herkes tarafından anlaşıldığını
belirtmiştir. Ardından Türk dilinin tarihini kısaca özetleyen Kazım Paşa, Türk
dilinin öz kaynaklarına inmenin zaruri olduğunu, Türk Dili Kurultayından temel
beklentisinin de bu olduğunu vurgulamıştır[23].
Kâzım Dirik’in yukarıya özetlediğimiz görüşleri genelde dil inkılabının, özelde
Birinci Türk Dili Kurultayının amaçlarıyla tamamen örtüşmektedir.
Kurultayın
ikinci günü yine manşet dahil Anadolu
ve Halkın Sesi gibi İzmir
gazetelerini Kurultay ile ilgili
haberler doldurmuştur. 27 Eylül tarihli Anadolu
gazetesinden öğrendiğimize göre, Cumhurbaşkanı olarak Gazi Hazretleri, sefirler,
bazı ecnebiler ve iki binden fazla kişi kurultayın ilk toplantısına
katılmıştır. Kurultay Türk Dili Tetkik Cemiyeti Reisi Samih Rıfat Bey’in açılış
konuşmasıyla başlamıştır. Ardından Kurultay başkanlığına Kazım Paşa (Özalp),
ikinci başkanlığa ise bir hafta önce Maarif Vekaletine getirilen Reşit Galip
ile Samih Rıfat Bey seçilmişlerdir. Tebrik telgrafları okunduktan sonra Samih
Rıfat Bey iki saat süren bir konferans vermiş ve bu konferans özet olarak Anadolu gazetesinde yayımlanmıştır.
Samih Rıfat bu konuşmasında, Kurultayın Dolmabahçe Sarayında toplanmasının
millet için öneminden bahsetmiş, Osmanlılar döneminde Türkçe’ye ve Türk diline
değer verilmediğini, Türklük telakkisinin unutturulmaya çalışıldığını
belirtmiş, Osmanlı camiasının Türk unsuru beğenmediğini, halbuki Türkün büyük
ve zengin bir kültürü olduğunu, Türkçenin Türk halkının hafızasında ve
eserlerinde yaşadığını, Osmanlıların en büyük kusurunun ilim dili olarak
Arapça’yı kullandığını geniş bir bakış açısıyla anlatmıştır[24]. Değerli
dil âlimi Samih Rıfat Bey’in Türkçe ile ilgili bu tespitleri günümüzde de
geçerliliğini koruyan değerli tespitlerdir. Samih Rıfat bey’in konferansı 28-29
Eylül 1932 tarihli Anadolu
gazetesinde tam metin olarak yayımlanmıştır[25].
Samih Rıfat’ın
konuşmasından sonra Kâzım Paşa’nın (Özalp-TBMM Başkanı) ile Reşit Galip’in
konuşmaları da yine gazetelerde yayımlanmıştır. Reşit Galip konuşmasında 1919
Mayısının ondokuzunda başlayan millî İstiklâl Savaşının askerî, siyasî, adlî,
hukukî, malî, iktisadî ve sıhhî sahada bittiğini, artık savaşın kültürel sahada
başladığını, 17 milyon Anadolu Türkünün %10’unun bile anlayamadığı Osmanlıcaya
Türkçe denemeyeceğini, 22 yıllık Türkçülük cereyanının bile bu dili milletin
anlayacağı seviyeye getiremediğini, bu boyunduruktan artık kurtulmak gerektiğini
belirtir. Kongre tarafından alınan kararların hükümetçe tatbikine İsmet Paşa
tarafından memur edildiğini belirten Reşit Galip Bey, bu şerefli görevi
memnuniyetle yerine getireceğini söyler[26]. Reşit Galip’in bu konuşması Birinci Türk Dili
Kurultayında alınan kararların resmen hükümet tarafından uygulamaya
konulacağının açık bir delilidir.
Resmi
konuşmalardan sonra, Kurultayın ilerleyen günlerindeki müzakerelerin özetleri
ve kurultay ile ilgili ilginç detaylar başta Anadolu gazetesi olmak üzere diğer İzmir gazetelerinde
yayımlanmıştır. Örneğin Gazi, Reisicumhur sıfatıyla 27 Eylüldeki müzakereleri o
günlerde Türkiye’ye bir ziyarette bulunan Amerika Birleşik devletleri Genel
kurmay Başkanı general Mak Artur ile birlikte Türk Dili Kurultayını ziyaret ve
bir süre takip etmişlerdir[27]. Kurultayın
2 Ekim 1932’tarihli müzakerelerinde Hüseyin Cahit, Ali Canip, Faik Ali ve Hasan
Ali Bey’in karıştığı bir tartışmanın özeti yine Anadolu gazetesinde verilmiştir. İlgili haberden anlaşıldığına
göre, 2 Ekim pazartesi günü Fecr-i Ati edebî topluluğun önde gelen isimlerinden
Faik Ali Bey ilk sözü almış, dilimiz
hakkındaki nokta-ı nazarını söylemiş, terakkilerin şayan-ı takdir olduğunu,
fakat tekâmül kâidelerine riâyet edilmesi icap eylediğini iddia etmiştir.
Faik Ali Bey’den sonra Servet-i Fünûn edebî topluluğunun romancı ve tenkitçisi
olarak öne çıkan Hüseyin Cahit Bey Faik Ali Bey ile benzer görüşler ileri
sürmüştür. Bu görüşlere karşılık İnönü döneminin meşhur Eğitim Bakanı Hasan Ali
Bey (Yücel) ile Millî Edebiyat hareketinin önemli isimlerinden birisi olan Ali
Canip Bey söz alarak Hüseyin Cahit ve Faik Ali Bey’in görüşlerine uzun uzadıya
cevap vermişler, meselenin beklemeye tahammülü olmadığını, süratle karar vermek
gerektiğini ifade etmişlerdir. Tartışma Hüseyin Cahit Bey’in tekrar kürsüye
çıkarak muarızlarına cevap vermesiyle sona ermiştir[28].
Gazetelere bakılırsa, yukarıdaki iki anekdotun dışında kurultay ile ilgili
kayda değer başka gelişme olmamış ve kurultay 6 Ekim 1932’de sona ermiştir.
Kurultay süresince ve kurultayı takip eden günlerde başta Halkın Sesi gazetesi sahibi Mehmet Sırrı (Sanlı) olmak üzere,
Peyami Safa, A Adnan ve Kemal Kâmil (Aktaş) gibi İzmir’de yaşayan gazeteci ve
yazarlar dil inkılabı ve Türk Dili Kurultayını konu alan yazılar yazmışlar ve yazıları
15 Ekim 1932 tarihine kadar gazetelerde yayımlamışlardır[29].
Görüldüğü
gibi, gerek İzmir gazetelerinde kurultaydan önce çıkan haber ve yazılar gerekse
kurultay esnasında çıkan haber ve yazılar entelektüel bir İzmirliden alelade
bir gazete okuruna kadar hemen herkesin, Dil Kurultayı ve bu kurultayın
içeriğine yönelik belirli bir bilince ulaştığını ortaya koymaktadır.
Türkiye’nin diğer merkezlerin de aynı ciddiyet ve hassasiyetle Türk Dili
Kurultayının takip edilip edilmediğini bilemiyoruz. Fakat gerek Anadolu gazetesinden gerek Halkın Sesi gazetesinden anladığımız
kadarıyla 1932 yılının Eylül ayı başından aynı yalın Ekim ayının ortalarına
kadar İzmir’de Türk dili ile ilgili tam anlamıyla bir bilgi şöleni yaşanmıştır.
Önce radyolar vasıtasıyla Dolmabahçe sarayında yapılan bilimsel müzakereler
takip edilmiş, ardından aynı müzakerelerin önemli görülen kısımları Anadolu gazetesinde tefrika edilmiş,
diğer gazetelerde ise özet olarak yayımlanmıştır. Bunlara ilave olarak Haydar
Rüştü (Öktem), Mehmet Sırrı (Sanlı), Kazım Dirik, Peyami Safa gibi İzmir’de
yaşayan yerel idareci ve gazeteciler de dil ile ilgili görüşlerini söyleme
fırsatı bulmuşlardır. Bütün bunlar dil inkılabının önemli bir aşamasını
oluşturan Birinci Türk Dili Kurultayının İzmir’de oldukça hareketli bir şekilde
yaşandığını, benimsendiğini ve alınan karaların ciddiyetle takip edildiğini,
daha sonra ise uygulamada önemli bir mesafe alındığını göstermektedir.
[1] Bk. Hamza Züfikar, Birinci Türk Dil Kurultayı 26 Eylül 1932-6
Ekim 1932, 3. Uluslar arası Türk Dil
Kurultayı Bildirileri, Ankara: 1999, ss. 1-4.
[2] Bk. Saim Sakaoğlu, İkinci Türk Dil Kurultayı, 3. Uluslar arası Türk Dil Kurultayı
Bildirileri, Ankara: 1999, ss. 15-23.
[3] Bk. Ömer Faruk Huygüzel, İzmir Fikir ve Sanat Adamları, Kültür
Bakanlığı Yayınları, Ankara: 2000, s. 216.
[4] Mehmet Sırrı Sanlı ve Halkın Sesi gazetesi hakkında geniş
bilgi için bk. age., ss. 401-411.
[5] Bk. Türk Dili Kurultayı
İstanbul’da Toplanıyor, Anadolu, nr.
5398, 4 Eylül 1932.
[6] Türk Dili Kongresi, Anadolu, nr. 5400, 5 Eylül 1932.
[7] İmzasız, Beklentilerimiz, Anadolu, nr. 5400, 5 Eylül 1932.
[8] İlgili makale için bk.
Namık Kemal, Lisan-ı Osmaninin Edebiyatı
Hakkında Bazı Mülahazatı Şamildir, Yeni
Türk Edebiyatı Antolojisi, c.II, İstanbul:1978, ss. 183-192.
[9] Türk Dili Kurultayı 26
Eylülde Toplanıyor, Anadolu, nr.
5406, 12 Eylül 1932.
[10] Bk. Türk Dili Kurultayı, Anadolu, nr. 5409, 15 Eylül 1932.
[11] Bk. Türk Dili Kurultay
Müzakeratı Radyo İle Verilecek, Anadolu,
nr. 5410, 16 Eylül 1932.
[12] Ancak Reşit Galip Bey 19
Eylül 1932 Pazartesi günü, dönemin Maarif Vekili Esat Bey’in istifası üzerine
Maarif Vekaletine atanmıştır. Bu yüzden Reşit Galip Bey’in dil ile ilgili
inceleme gezisi için Taşkent’e gitmekten vazgeçtiğini tahmin ediyoruz. Çünkü
yaptığımız taramalarda Reşit Galip’in Taşkent’e gittiğine dair bir habere
rastlayamadık. Bk. Anadolu, nr. 5413,
20 Eylül 1932.
[13] Türk Dili Kurultay
Müzakeratı Radyo İle Verilecek, Anadolu,
nr. 5410, 16 Eylül 1932. Pazar Günü Toplanacak Kurultay Müzakeratı her Taraftan
Dinlenecek, Anadolu, nr. 5413, 20
Eylül 1932.
[14] Bk. Türkçü Necip Bey
Kurultaya Davet Olundu, Anadolu, nr.
5412, 19 Eylül 1912.
[15] İlgili haber için bk.
Türkçü Necip Bey de Gidiyor, Anadolu,
nr. 5416, 22 Eylül 1932.
[16] Maarif Vekili İşe
Başladı, Anadolu, nr. 5414, 21 Eylül
1932.
[17] Bk. Gazi Kurltay Komisyonunda,
Anadolu, nr. 5417, 25 Eylül 1917.
[18] Bk. Agopyan Efendi
Kurultaya Geldi, Anadolu, nr. 5417,
25 Eylül 1932.
[19] Bk. Türk Dili kurultayı, Anadolu, nr. 5417, 25 Eylül 1932.
[20] Bk. Kurultay Bugün
Toplanıyor, Anadolu, nr. 5418, 26
Eylül 1932.
[21] İlgili haber için bk.
İzmir’de Kurultay Müzakereleri İyi Dinlemedi, Anadolu, nr. 5419, 27 Eylül 1932.
[22] İlgili haber içn bk.
Düzeldi: Radyolar Dün İyi İşledi, Anadolu,
nr. 5420, 28 Eylül 1932.
[23] Bk. Kâzım Paşa, Dil Kurultayı: Büyük Gün, Anadolu, nr 5418, 26 Eylül 1918.
[24] İlgili konuşma için bk. Anadolu, nr. 5419, 27 Eylül 1932.
[25] Konuşmanın Tam metni için
bk. Anadolu, nr. 5420-5421, 28 Eylül
1932-29 Eylül 1932.
[26] Reşit Galip’in konuşması
için bk. Anadolu, nr. 5422, 30 Eylül
1932.
[27] Türk Dili Kurultayını
Ziyaret Ettiler, Anadolu, nr. 5421,
29 Eylül 1932.
[28] Bk. Türk Dili
Kurultayında Söz Söyleyenlerden Hüseyin Cahit Bey Zorla Tekâmül Aleyhinde
Bulundu, Anadolu, nr. 5424, 3
Birinciteşrin/Ekim 1932.
[29] Bk. Peyami Safa, 26 Eylül Günü, Halkın Sesi, nr. 679, 15 Eylül 1932, Mehmet Sırı, İstanbul’da Birkaç Gün, Halkın Sesi, nr. 699, 9
Teşrinievvel/Ekim 1932, A .
Adnan, İki Mesele, Halkın Sesi, nr. 700, 10
Teşrinievvel/Ekim 1932, A .
Adnan, Dil Meselesi, Halkın Sesi, nr. 703, 12
Teşrinievvel/Ekim 1932, A Adnan, Dil
Belâsı, Halkın Sesi, nr. 708, 19
Teşrinievel/Ekim 1932. Kemâl Kâmil, Eczacı-Kurultay,
Anadolu, nr. 5424, 3
Birinciteşrin/Ekim 1932.
Yorumlar
Yorum Gönder